14 Mart 2015 Cumartesi




DÜSSELDORF/EXPEDITION


2015 IDS Fuarı için gittiğim Almanya seyahatinde Düsseldorfta konaklamayı seçtim ve Köln e ulaşımımı tren ile gerçekleştirdim. Sadece turistik amaçlı gidilmesi gereken bir şehir değil Düsseldorf. Ancak yine de eski şehir Altstad ve Karlplatz oldukça şirin bölgeler.





LUSH



ALTSTAD


RHEN NEHRİ


ALTSTAD


ALTSTAD



KARLPLATZ


KARLPLATZ


KARLPLATZ


KARLPLATZ


KARLPLATS



BASTIAN'S CAFE'DE KAHVALTI




BLOCK HOUSE VE AKŞAM MENÜSÜ




KÖNİGSALLEE

31 Ekim 2014 Cuma




VİYENA GÜNLÜĞÜ/ DIARY OF WIENN

Avrupa'da görülebilecek en güzel şehirlerden biridir Viyena. Oldukça nezih, medeni, sakin, büyüleci olan bu şehirde bir çok Türk yaşamakta. Bu şehri doya doya gezebilmek ve kafelerin keyfini çıkarabilmek için en az 7 gün kalınmalıdır. Yemekleri oldukça lezzetli. Özellikle şinitzeli mutlaka Figl Müller' de denemelisiniz. Yanında gelen taze semizotlu patates salatası ve buranın kendine özgü beyaz şarabı çok lezzetli.

Figl Müller Şinitzeli


                                                   Figl Müller




Cafe DEMEL













Cafe DEMEL Viyana'nın en eski pastanelerinden biri. 3 katlı olan bu kafe oldukça nezih bir mekan. Apple strudel ve çikolatalı pasta oldukça meşhur tatlardan. Boşuna meşhur olmamış tabiki de. Bir o kadar da lezzetliler. Burada yapılan pastaların yapılışını bizzat ustalar tarafından izleyebilirsiniz.






APPLE STRUDEL





BELVEDERE SARAYI



BELVEDERE SARAYI




BELVEDERE SARAYI



NASCHMARKT

Haftanın 6 günü açık olan bu halk pazarında satıcıların çoğu Türk yada çok iyi Türkçe biliyor. Burada alışveriş yaparken kendinizi ülkenizde hissedebilirsiniz. Mutlaka pazarlık yapmalısınız.

NASCHMARKT


NASCHMARKT


GRINSING

Bu bölge Viyananın şehir kalabalığından uzak olan sakin bir bölgesidir. Evlerde şarap üretimi yapılmaktadır. O günlerde taze şarabı bulunan evler kapının önünde taverna ışıklarını yakarlar. Bölgede manzarası Viyana'yı ayaklarınızın altında hissedeceğiniz bir tepe de bulunmaktadır. Mutlaka gidilmesi gereken yerlerdendir. 

GRINSING
SCHÖNBRUNN SARAYI

21 Haziran 2014 Cumartesi

Shisha Cafe & Bistro

Akşam vakti, arkadaşımla beraber bugün akşam yemeğini nerede yesek derken foursquare'den yararlanalım dedim ve Bahçelievler'de otururken "Çin Mutfağı" aratıp karşımıza ilk olarak Balgat'ta bulunan Türk Restoranı "Kıymet'in Mutfağı" çıkması önce şaşırtsada güzel ve bilmediğimiz bir yer olarak ilgimizi çekti ve gitmeye karar verdik. Gittiğimizde ise maalesef akşam kapalı olduğunu ve öğlenleri açık olduğunu öğrenince tekrar foursquare'den yer arayışına başladık. Bu seferde arkadaşım "Shisha Cafe & Bistro" diye bi yer buldu ve saatte geç olduğundan direksiyonu derhal buraya kırdım ve gitti. Bahçesi olan gayet şık ve güzel bir yer. Bizde bahçede bir yere oturduk. Özellikle içecek olarak zengin menüsü olsa da bizim karnımız acıktığı için yemek menüsüne baktık ve pekte kabarık olmayan listeden ana yemeklerden körü soslu tavuk ve beğendili piliç siparişi verdik.
Sipariş gelince o anki kızışmış açlığımızla azıcık atıştırdıktan sonra aklıma fotoğraf çekmek geldi ve çektiğim fotoğraflarını paylaşıyorum.

Beğendili Piliç

Köri Soslu Tavuk

Fotoğraftan ne kadar anlaşılıyo bilmiyorum ama tabak oldukça büyüktü ve yemekler oldukça doyurucu. Özellikle benim gibi azla yetinmeyen kolay doymayan biri için ekmeksiz olarak gayet yeterliydi. Sizlere de yolunuz geçerse uğramanızı tavsiye edebileceğim güzel bir yer. Bahçesinde oturup sadece çay içip hoş sohbetlerde yapabilirsiniz.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Film seyri

Bugün bütün gün arkadaşım ile ders çalıştıktan sonra akşam napsak acaba diye düşünmeye başlamıştık. Ve şuan sinemada olan "Godzilla" filmine gitmeye karar verdik. Vodafone ile 2 kişiye tek bilet fiyatı kampanyası da varken sinema izleme sıklığımız zaten epey arttı. Bahçelievlerde yürüyüş mesafesinde ve çok yakın olan Büyülü Fener sinemasında filmin seansı 20.30'du. Bizde 10 dakika öncesinde sinemaya geldik ve Godzilla filmini seyretmek için Vodafone şifresini verdikten sonra kasiyerin film için 3B gözlük alacak mısınız diye sorduğu anda filmin maalesef 3 boyutlu olduğunu öğrenmiş olduk. Tabii ki çoğu zaman olduğu gibi gözlüklerimiz yanımızda değildi. Her seferinde ayrı gözlük parası vermek de boşuna masraf olmaya başladığından bir başka filme gidelim dedik. Sonuçta bir gözlük 3 TL, iki gözlük 6 TL.  Evde gözlük koleksiyonu yapmaya da gerek yok. Büyülü Fener sinemasında oynayan film sayısı da epi topu dört. Bunlar da "Aşk, Tutku, Dedikodu", "Godzilla", "Kötü Komşular" ve "Anormal Aktivite" filmleriydi. "Kötü Komşular" filmine geçen hafta gitmiştik. Korku filmi izlemek de istemediğimizden geriye kalan "Aşk, Tutku, Dedikodu" filmine girdik.

Film, Şener Şen salonunda 21.05'de sadece bizim için özel başladı. Görevli başlamadan önce de bize isterseniz aralıksız izleyebilirsiniz diyerek sorduğundan filmimizi aralıksız izlemeyi tercih ettik ve 22.35'de film bitti. Şener Şen salonunda ilk defa film izledik ve ekran gerçekten çok büyüktü. Bu salonda film izlemek hele ki istediğiniz koltuğu seçip başka da hiç kimse yokken izlemek çok güzel oldu. Fakat ne yazık ki film çok başarılı bir film değildi. 23 Mayıs'ta vizyona giren film, bir Fransız filmiydi. Özetlemek gerekirse; ani bir şekilde sevgilisinden ayrılmaya karar veren bir kadının yaşadığı abuk subuk maceraları anlatıyor. Bana göre verdiği mesaj ise "Eyyy kadınlar, hazır sevgiliniz varken, salak gibi bir başkasına kanar veya sevgilinizi uzun süre bekletip de sıkarsanız veya herhangi bir şekilde bekarlar kulübüne katılmak zorunda kalırsanız haliniz harap bunu bilesiniz!.." gibi bir şey. Yapacağınız hiçbir şey yok ve canınız sinemaya gitmek istiyor fakat bunun dışındaki filmlere de gitmişseniz, bu filme anca o zaman gidin derim. Hatta o zaman bile gitmeye gerek yok oturun evinizde internetten güzel film bulup indirin ve filminizi izleyin!..

Herkese iyi geceler ve iyi uykular dilerim.

13 Nisan 2014 Pazar

Barselona Seyehatı - 1

Barselona'ya gitmek amacıyla 13 Nisan 2014 sabahı ilk yolculuğuma Ankara'dan İstanbul'a gelerek başladım. Nilüfer Turizm'den sabah saat 09.00 için aldığım İstanbul otobüs biletimi, otobüs saatine 4 dakika geç kalmam sebebiyle kullanamadım. Maalesef otobüs AŞTİ'de hiç beklememiş hemen kalkmış. 4 dakikalık gecikme tabii ki bana ikinci bir bilet fiyatına mal oldu. Hemen Kamil Koç'tan 09.30 otobüsü için bilet aldım ve yolculuğuma başladım. Kamil Koç'un Rahat Hat otobüsüyle rahat rahat gitmeyi düşünürken otobüsteki tüm bebekler bir korodur tutturdu, ağlamaya başladılar. :))
Neyseki benim yanımdaki koltuk boştu ve çifte koltuk rahatını yaşadım.. Lakin orta kapının arkasındaki koltukta yer bulabildiğim için burada da düzgün bir ikram tepsiliği yoktu. Olan da zangır zangır titrediği için üzerinde içecek bardağını tutmak mümkün değildi. Otobüs şoförünün arada sıradaki ani frenleri ve özellikle İstanbul'a girerken heyecanlamış olacak ki çok sık fren yaparak ilerlemesi biz yolcuları da heyecanlandırdı. Sonunda bi yolcu dayanamayarak şoföre seslenip yavaş gitmesini rica etti.. Tabii pekte etkili olduğu söylenemez.

İstanbul köprüsünden yakalayabildiğim bir kaç manzara fotoğrafını paylaşıyorum.

 


 

ve Türk Telekom Arenadan 2 fotoğraf:

 

Dikkatimi çeken yapılar:

 


Mecidiyeköy'e saat 16.00 civarında vardım. Burada saat 23.00'e kadar takıldıktan sonra Metrobüs ile Merter'e, ordan metro'ya aktarma yaparak havaalanına geldim. Saat 12'yi geçerken havaalanındaydım. Sabah saat 06.05'te olan uçağım için bu 6 saat bekleyeeceğim anlamına geliyordu.

İşte havaalanında beklerken bende bugünümü kaleme aldım. Sabah 7.00'den itibaren tam gün uyanık haldeyim. Uçağa biner binmez de ilk iş uyuyacağım. Umarım verilecek kahvaltıyı kaçırmam artık :)

4 Nisan 2014 Cuma

Lalelerim-2 - My Tulips-2


Uzun bir bekleyişin ardından lalerimden 2 tanesi tam olarak açtı. 5-6 tanesi ise açmak üzere. Geriye kalanlar için ise heralde 1 hafta daha beklemem gerekecek. Çektiğim fotoğrafları sadece saksılar ve çiçekler görünecek şekilde kırptım. Lalerimin son durumu budur. Hepsinin açmasını ve balkonumun rengarenk olmasını sabırsızlıkla beklemekteyim.







Ocak sonu şubat başı aldığım öncekilere göre çok büyük olan saksıya diktiğim geriye kalan lale soğanlarının son durumu ise aşağıdaki fotoğraflarda göründüğü gibi. Bazıları bozuk bir şekilde çıktı. Ama 2-3 tanesi yakın zamanda açacak gibi görünüyor. Belki ileriki tarihlerde şuanda küçük olan lalerimde açar.
Lalelerimin hepsinin büyüme hızları çok çok farklı. Sanırım bu toprağın cinsine, soğanın toprak altındaki dikiliş derinliğine göre değişmekte. Her saksıda kullandığım toprak, farklı yerlerden aldığım farklı topraklar olduğu için değişiklik göstermiş olabilir ya da lalelerin çevresel faktörlerden etkileniş durumuna göre değişmiş olabilir. 




Herbir lalemin açarak aynı anda fotoğraflayabileceğim zamanı heyecanla beklemekteyim.
Fotoğraflarını yine bu blog sayfam üzerinden paylaşacağım.
Bu sene için laleler ile edineceğim tecrübe ile önümüzdeki sene için daha iyi sonuçlar almayı ümit etmekteyim.