Barselona'ya gitmek amacıyla 13 Nisan 2014 sabahı ilk yolculuğuma Ankara'dan İstanbul'a gelerek başladım. Nilüfer Turizm'den sabah saat 09.00 için aldığım İstanbul otobüs biletimi, otobüs saatine 4 dakika geç kalmam sebebiyle kullanamadım. Maalesef otobüs AŞTİ'de hiç beklememiş hemen kalkmış. 4 dakikalık gecikme tabii ki bana ikinci bir bilet fiyatına mal oldu. Hemen Kamil Koç'tan 09.30 otobüsü için bilet aldım ve yolculuğuma başladım. Kamil Koç'un Rahat Hat otobüsüyle rahat rahat gitmeyi düşünürken otobüsteki tüm bebekler bir korodur tutturdu, ağlamaya başladılar. :))
Neyseki benim yanımdaki koltuk boştu ve çifte koltuk rahatını yaşadım.. Lakin orta kapının arkasındaki koltukta yer bulabildiğim için burada da düzgün bir ikram tepsiliği yoktu. Olan da zangır zangır titrediği için üzerinde içecek bardağını tutmak mümkün değildi. Otobüs şoförünün arada sıradaki ani frenleri ve özellikle İstanbul'a girerken heyecanlamış olacak ki çok sık fren yaparak ilerlemesi biz yolcuları da heyecanlandırdı. Sonunda bi yolcu dayanamayarak şoföre seslenip yavaş gitmesini rica etti.. Tabii pekte etkili olduğu söylenemez.
İstanbul köprüsünden yakalayabildiğim bir kaç manzara fotoğrafını paylaşıyorum.
ve Türk Telekom Arenadan 2 fotoğraf:
Dikkatimi çeken yapılar:
Mecidiyeköy'e saat 16.00 civarında vardım. Burada saat 23.00'e kadar takıldıktan sonra Metrobüs ile Merter'e, ordan metro'ya aktarma yaparak havaalanına geldim. Saat 12'yi geçerken havaalanındaydım. Sabah saat 06.05'te olan uçağım için bu 6 saat bekleyeeceğim anlamına geliyordu.
İşte havaalanında beklerken bende bugünümü kaleme aldım. Sabah 7.00'den itibaren tam gün uyanık haldeyim. Uçağa biner binmez de ilk iş uyuyacağım. Umarım verilecek kahvaltıyı kaçırmam artık :)